Tarih boyunca sanayideki ve teknolojideki gelişim, üretimi yüzlerce kat hızlandırdı. Bu sayede istediğimiz ve ihtiyacımızın olduğunu düşündüğümüz birçok şeye hızlıca erişebiliyor ve sonuçlarını düşünmeden tüketiyoruz. Pandemiyi de etkenler arasına alırsak arkamızda bıraktığımız atık miktarı inanılmaz boyutlara ulaştı. Bu sebeple, bilinçli bireyler olarak harekete geçmemiz gerekiyor. Özellikle sıfır atık anlayışı ile benimsenen yeni yaşam biçiminin dünyada birçok ülkede örneklerini görebiliyoruz. Gelin sıfır atık kavramını yakından inceleyelim.
Sıfır atık minimalizmi benimseyen bir yaşam tarzı. Bu yaşam tarzını benimseyen bireyler tek kullanımlık eşyaları kullanmayı reddeder, tüketim çılgınlığına meydan okur ve var olan ürünlerle çözümler üretir. Bu sayede israf önlenir, kaynaklar daha verimli kullanılmış olur. Temelde öncelikli hedef atığın oluşmasının engellenmesi, ikincil hedef ise oluşan atıkların geri dönüştürülmesi ve ekonomiye kazandırılmasıdır.
Ülkemizde “Sıfır Atık” kavramı her geçen gün önem kazanmakta. Çevrede sarı, mavi ve yeşil renklerdeki ayrıştırma kutularına artık sıkça rastlanıyor. Bu renkli sıfır atık kutuları ile atık, kaynağında ayrıştırılarak geri dönüşüme yönlendiriliyor. Bu noktada bizlere atığımızı doğru kutuya atmak düşüyor.
Peki, bizler bir adım geriye giderek, yoğun tüketimimiz sebebiyle arkamızda bıraktığımız atık miktarını nasıl azaltabiliriz? Sebep olduğumuz atık çoğunlukla ambalajlardan kaynaklanıyor. Bunlara market alışverişlerimizde kullandığımız plastik poşetleri de ekleyebiliriz. Sıklıkla kullanılan bu poşetler yerine farklı kumaşlardan üretilmiş keseler ve fileler kullanılabilir.
Ocak 2019 itibarıyla ülkemizde yürürlüğe giren ücretli poşet uygulaması sonrası özellikle giyim mağazaları başta olmak üzere satıcılar kâğıt poşet gibi alternatif yollar ile çözüm getirse de bu poşetlerin atık hale geldikten sonra doğru ayrıştırıldığından ve geri dönüşüme yönlendirildiğinden emin olamıyoruz. Bu sebeple alışverişte kâğıt poşet yerine de yeniden kullanılabilir ve kolayca taşınabilir bez çantaların kullanımı önemli.
Kendimize ait kavanoz veya kapları kullanarak alışveriş yapabileceğimiz dükkânlardan alışveriş yapmayı tercih etmek sıfır atık hedefine yönelik bir adım olabilir. Avrupa’da ve birçok ülkede bakliyat alışverişlerinin bu şekilde yapıldığı marketler oldukça revaçta.
Değinebileceğimiz bir diğer konu ise paketli satılan meyve ve sebzeler. Bu tip pazarlama yöntemleri, bu ürünlerdeki fire oranlarının azaltılması dolayısıyla tercih edilse de, büyük miktarda atığa neden olduğu unutulmamalı. Marketlerde bu tip ürünler yerine paketlenmemiş alternatifleri tercih etmeliyiz.
Sıfır atık için önceliğimiz atığı azaltmak konusunda hassasiyet ve farkındalık edinmek olmalı. Her birimizin bireysel olarak atacağı küçük adımlar büyük bir etki yaratabilir. Bu hassasiyetle birey olarak gerçekleştireceğimiz her bir eylem, çevremiz için büyük bir katkı olacak.
Wtech mezunlar ağından Sinem Bayır’ın katkılarıyla hazırlanmıştır.